15 Nisan 2018 Pazar

Kaçak Prensler ve Küçük Prensler / Volkan Özaltın




Dün annelerinin küçük prensi olanlar bugün sevgililerinin kaçak prensi oldular. En güzel sevdaları geride iz bırakmamak için bir katilin siyah soğuk deri eldivenleriyle sevdiler. Güneş gözlüklerinin ardından baktılar kadınların gözlerinin içine, temassız kredi kartları gibi… Olmayan paralarını harcadıkları gibi olmayan sevgilerini harcadılar.

Oraya buraya boca edilmiş sevdalar vardı. Öldüler. Sonra akbabalar yedi kokuşmuş sevdaları. İşte böyle bir dünyada küçük bir çocuğun baloncu amcadaki onlarca balon arasından tek bir balonu sevmesi gibi bir şeydi seni sevmek. Ben hep sadece tek bir kadına bağlı kaldım, ancak bir çaydanlığın fokurtusu gibi detaydı sadakatim.

Halbuki soğuk akşamlarda üşüyüp de içtiğim çorba senindi, kalbimden geçeni yazdığım sayfalar senin, parmak uçlarım, kalbim senin… Gitmediğim bütün ülkeler, Ekvator ve Güneş etrafında dönen tüm gezegenler senin…

Öznesi yüklemi birbirine karışmış kaza yapan bütün cümlelerim senin yüzünden. Sen sabah güneşi gibi yüzünü gösterirken bir gölge gibi uzadıkça uzardı cümlelerim . Gözlerinde tüylü beyaz tavşanlar yaşatırdım. Aşk üzerine söz söylemiş bütün şairleri anardım. Gece lambaları gündüz mesaisine kalırdı, uyur kalırdım bir daktilo başında… Hiç var olmamış hayali bir sevgili yazardım. 

Avucumda milyonlarca çizgi… Karşımda bana gülümseyen bir Çingene..Vadesi gelmişlerin mezarlığında gömüyorum bütün ümitlerimi. Yalanlarla dolu bu hayatta minareyi çalan kılıfını hazırlar demiş atalarımız.

Minarelerin yalanlarına uydurduğum beyaz kılıflar bile karardı şimdi.

Hayat güzel kelebekler bırakmadı bize. Yarım yamalak yediğimiz soğuk karpuzların sularına sinekler kondu. Yanlış sevilmiş kalpler yüzünden hepimiz sıtmalı aşklara yakalandık. Sevilirken titredik. Ve yaşarken öldük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder